21 Şubat 2017 Salı

Makale - Hastane Sağlık Çalışanlarına Yönelik İşçi Sağlığı Ve İş Güvenliği Hizmetleri


Dünya genelinde yaklaşık yirmi yıldan beri genelde sağlık sektörü, özelde hastaneler piyasacı sağlık politikaları nedeniyle aktif ve pasif özelleştirmelerle karşı karşıya kalmaktadır (Ostry ve Spiegel, 2004). Kamu hizmetlerin özelleştirilmesinin çalışma yaşamına, bir çalışma ortamı olan hastaneye, hastane sağlık çalışanlarına ve hastalara doğrudan olumsuz etkileri bulunmaktadır. Örneğin, tüm hizmetler paralı hale gelmekte ve hastane mülkiyetine sahip olan özel sektör, hastaneyi öncelikle “kar getirici” bir yatırım alanı olarak görmektedir (Holden, 2005, Øvretveit, 2003). Böyle olunca, hastaneler daha çok anakentlerde yoğunlaşmakta ve sağlık çalışanları birinci basamak sağlık kurumları yerine büyük oranda hastanelerde çalışmaktadır (ILO, 1999). Örneğin, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) (2006) dünya nüfusunun %55’inin kentlerde yaşarken, hekimlerin %75’inin, hemşirelerin ise %60’ının kentlerde çalıştığını belirtmektedir. ABD’deki toplam işgücünün %4’ünü hastane sağlık çalışanları oluşturmakta, Avrupa ülkelerinde her iki hekim ve hemşireden birisi, Türkiye’de ise yaklaşık %70’i hastanede çalışmaktadır (OSHA, 1999; WHO, 2001a). Bunların yanında, son yıllarda hastaneler işleyiş, çalışma koşulları ve çalışma ilişkileri açısından da büyük farklılıklar göstermektedir (Ostry ve Spiegel, 2004). Örneğin, hizmetlerin başarısı maliyet analizleri ile değerlendirilmektedir. Gerçekte bu analizler az sayıda sağlık insan gücüyle çok iş yapılabilmesinin ve kurumun karını en üst düzeye çıkarabilmesinin bir aracı olarak kabul edilmektedir (Bach, 2000). 

Makalenin devamı için buraya tıklayınız.

0 yorum:

Yorum Gönder