Sanayileşme ile beraber insan emeğinin yerini makineler almaya başlasa da aradan geçen zaman içerisinde insan emeği hala üretimde önemli bir yer teşkil etmektedir. İş güvenliği ve işçi hakları ile ilgili çeşitli düzenlemeler yapılmasına rağmen günümüzde hayatını idame ettirebilmek amacıyla alın teri döken işçiler hayatlarını kaybetmeye devam ediyorlar. ILO verilerine göre her yıl yaklaşık 317 milyon iş kazası meydana gelmekte ve gerek bu kazalar sonucu gerekse çalışma hayatından kaynaklanan hastalıklar nedeniyle her yıl yaklaşık 2.3 milyon işçi hayatını kaybetmektedir (ILO, 2014a). İster belirli bir iş alanında faaliyet gösteren işçilerden oluşan bir örgüt şeklinde olsun, isterse de daha farklı bir amaç için bir araya gelen insanlardan oluşsun, tüm gruplar zaman içinde kendine özgü kültürlerini yaratırlar. Ortaya çıkan bu kültürü anlamak, “güvenlik kültürü”nün (safety culture) “örgüt kültürü”nün (organizational culture) bir parçası haline getirilmesi ve işçilere “insanca iş” (decent work) tanımına uygun iş imkânlarının açısından oldukça önemlidir. Bu ise ancak örgütü sadece mal üreten/hizmet sağlayan bir yapı olarak görmeyip, onun üyeleriyle etkileşim içerisinde olan bir kültürü ifade ettiği gerçeğinden hareket eden kültürel yaklaşımla ele alınması ile mümkün olabilir. Bu hedefe ulaşılabilmesi için sorunun, kültürün değiştiğini/değişebildiği göz önünde bulundurularak, kültürün farklılıklarını dikkate alan ve onunla uyumlu bir şekilde bütüncül bir yaklaşımla ele alınması en uygun yol olacaktır.
Abdurrahman YILMAZ' a ait İş Kazaları Ve Kültür: İş Kazalarının Önlenmesinde Kültürel Yaklaşım makalenin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
0 yorum:
Yorum Gönder